MERKÜR

Merkür (Utarit), Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın gezegenidir. Büyüklük açısından 8 gezegen arasından son sırayı alır. Adını Roma mitolojisinde ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür'den alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri VenüsMarsJüpiter ve Satürn) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Yer benzeri ya da 'kaya' yapılı gezegenler sınıfına girmektedir. Güneş'e yakınlığı nedeniyle yeryüzünden izlenmesi güçtür ve hakkında bilinenler sınırlıdır. Uydusu bulunmamaktadır.
Merkür, Güneş'e uzaklığı yaklaşık 46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça eliptik bir yörünge izler. Plüton'dan sonra Güneş Sistemi'nin gezegenleri arasında gözlenen en yüksek dışmerkezlik değerine sahip bu yörüngenin milyonlarca yıllık bir çevrim içinde zaman zaman daha da basıklaşarak dışmerkezlik derecesinin günümüzdeki 0,21'den 0,5 düzeyine dek yükselebildiği sanılmaktadır.
Merkür Gezegeni

Merkür bugüne kadar yalnızca bir uzay aracı, tarafından (Mariner 10) ziyaret edilmiştir. Mariner 10 1974 ve 1975 yıllarında Merkür’ ün 3 kez yakınından geçmiştir. Bu geçişlerde Merkür’ ün yılı ve günü arasındaki 2/3 lük oran yüzünden hep aynı yüz görüntülenebilmiştir. Yüzeyin toplam olarak %48' inin haritası çıkarılmıştır. Ayrıca bu kadar yavaş dönmesine rağmen Merkür’ ün oldukça güçlü bir magnetik alana sahip olması bilim adamların şaşırtmıştır. Merkür’ ün içi dünyaya dışı ise Ay’ a benzer. Dünyadan sonra en yoğun gezegen olan Merkür’ ün (5.42 gr/cm³) kütlesinin önemli bir bölümü demirden oluşmaktadır. Atmosferi yok denecek kadar seyrek olup çoğunluğu sodyum, az bir kısmı ise helyumdan oluşmaktadır. Son gözlemlerden anlaşıldığına göre Merkür’ ün kutuplarında buzlardan oluşan kutup takkeleri bulunmaktadır. Venüs’ ten sonra ikinci sıcak gezegen olan Merkür’ ün (yaklaşık 430°C) kutuplarında sürekli gölgede kalan bölgelerde sıcaklık -170°C dolaylarındadır.

Merkür, Güneş sistemi’nin iç gezegenler olarak adlandırılan diğer dört üyesi gibi katı bir yapıya sahiptir. 5,43 g/cm3 olan yoğunluğu Yer ile karşılaştırılabilecek denli yüksektir ve Yer’den sonra Güneş Sistemi’nde karşılaşılan en büyük değerdedir. Merkür Güneş’e yakınlığı nedeniyle güneş ışınlarının güçlü etkisi altındadır ve sıcak bir gezegendir. Yüzey ısısı uzun süren Merkür günü sırasında 450oC üzerindeki düzeylere çıkabilirken, etkili bir atmosferin yokluğu nedeniyle gece -170oC’ye kadar düşmektedir. Gezegenin koyu bir yüzeyi vardır, ve 0,11 düzeyindeki beyazlık derecesi ile üzerine düşen güneş ışınlarının ancak onda birini yansıtır.
Merkür yüzeyinin en dikkat çeken özelliği tüm gezegen üzerine dağılmış irili ufaklı çarpma kraterleridir. İlk bakışta Ay yüzeyine benzetilebilecek bu görünümün, daha dikkatli bir incelemede bir çok farklılıklar içerdiği anlaşılır. Ay’da olduğu gibi kraterlerin yoğun bir şekilde iç içe geçtiği alanlar arasında, krater yoğunluğunun çok düşük olduğu, yumuşak engebeli geniş düzlükler yer alır. Bu bölgeler kraterlerin sık olduğu bölgelere göre daha alçakta yer alırlar ve Ay’daki ‘deniz’lere benzer şekilde, büyük çarpmalar sonucunda gezegen içinden yüzeye çıkan lav akıntıları ile oluştukları sanılır. Gerek bu oluşumların, gerekse büyük kraterlerin çoğunun, Güneş Sistemi içinde büyük çarpışmaların sürdüğü 4,5 ile 3,8 milyar yıl öncesini kapsayan dönemde meydana geldiği düşünülür. 3,8 milyar yıl öncesinden günümüze, Güneş Sistemi büyük çarpışmaların sıklığının azaldığı, nispeten sakin bir döneme girmiştir. Merkür üzerindeki en büyük çarpışma izi, 1300 km. çapındaki Caloris Havzasıdır. Bu dev lav denizi 100 km. çapında bir gökcisminin çarpması ile gezegenin manto tabakasından yüzeye çıkan sıvılaşmış materyal ile oluşmuş, bu arada şok dalgalarının gezegen boyunca yayılarak diğer yüzünde odaklanması sonucunda Caloris Havzasının tam karşı kutbunda 500.000 km.2 lik bir alan son derece engebeli bir hal almıştır. Ayrıca düzlükler üzerinde yüzlerce kilometre uzunluğunda ve yüksekliği 2-3 km.yi bulan kırıklar dikkati çeker. Bunlara, gezegenin soğuması sırasında küçülen hacminin neden olduğu sanılmaktadır. Kırıkların bazı kraterlerin içinden de geçmeleri krater oluşum döneminden daha sonra meydana geldiklerini düşündürür.
Gezegen yüzeyinin en dışta kalan bir kaç metre kalınlığındaki kısmının, Ay yüzeyindekine benzer biçimde çok küçük göktaşlarının milyarlarca yıldır süren bombardımanı sonucunda ince bir toz haline gelmiş regolit tabakası olduğu varsayılır. Aynı Ay’da gözlendiği gibi az sayıdaki genç kraterin, ışınsal olarak kendilerini çevreleyen parlak beyaz çizgilerin ortasında yer aldığı görülür. Bu çizgiler, çarpma sırasında ‘kirli’ regolitin üzerine sıçrayan taze materyal ile ilişkilidir.










VENÜS

Güneş’e uzaklık: 108 Milyon km Yörüngede dönme süresi: 255 gün Dönme süresi: 243 gün Ortalama yüzey sıcaklığı: 457 C Yarıçap: 6.051 Kütle: 0,815 dünya kütlesi Atmosfer bileşimi: %96 karbon dioksit, %3 azot, %1 öteki gazlar Ayrıntılı Bilgi: Güneş’e en yakın ikinci gezegen olan Venüs, Güneş’ten ortalama uzaklığı 108 milyon kilometre olan bir yörüngede dolanır. Yılın belirli dönemlerinde güneş doğmadan hemen önce yada battıktan sonra çıplak gözle rahatlıkla görülür. Pek çok kimse ona Sabah yada Akşam yıldızı der. Yörüngesinde dolanırken Dünya’ya en yakın konuma geldiğinde Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzündeki en parlak cisimdir .Işığı bazen gölgeler oluşturabilir. Dünyanın en güçlü teleskobuyla bile Venüs’ün üzerinde yüzey şekilleri görülemez. Bunun nedeni gezegenin yüzeyinin çok kalın bir atmosfer tabakası ile kaplı olmasıdır. Büyük bir kısmını karbon dioksitin oluşturduğu bu atmosfer öylesine yoğundur ki gezegenin yüzeyini büyük bir kuvvetle bastırır. Atmosferi nefes almaya uygun olmadığından, atmosferin çok yüksek basıncı nedeniyle ezilebileceğinden ve gökyüzünden yağan sülfürik asitten yanabileceğinden ,büyük olasılıkla hiçbir insan Venüs’ün yüzeyine ayak basamayacaktır . Venüs’ün parlaklığının nedeni de atmosferidir. Bulutlar dev bir ayna gibi davranarak Güneş’in parlak ışıklarını gerisin geriye uzaya yansıtır. Her ne kadar Güneş’e Merkür’den daha uzaksa da, Venüs daha sıcaktır. Bunun nedeni de ısının, bulutlarda tutulması sonucunda tıpkı serada olduğu gibi, sıcaklığın yükselmesidir. Bu nedenle bu etkiye sera etkisi adı verilir. Bilim adamları, insan yapısı gazların atmosfere karışarak aynı etkiyi Dünya’da da oluşturacağında endişe ediyorlar. Venüs çok yavaş döner. Hatta kendi çevresinde dönmesi (243 gün), Güneş çevresinde dolanmasından (224 gün) uzun sürer. Bu nedenle bir Venüs günü, bir Venüs yılından daha uzundur. Venüs yalnızca yavaş dönmekle kalmaz, aynı zamanda Dünyamız ve diğer gezegenlerin dönüş yönüne ters yönde döner. Eğer Venüs’te olsaydınız Güneş’in batıdan doğup doğudan battığını ve gökyüzünde çok yavaş ilerlediğini görecektiniz. Venüs’ün lav kaplı yüzeyinde çok sayıda bulunan kraterler diğer gezegenlerdekinden farklı görünür. Venüs ‘ün çok yoğun olan atmosferi, gezegene çarpan cisimlerin hızını azalttığı için, bu cisimler yüzeye daha düşük hızlarla çarpar ve daha alçak duvarlı kraterler oluşturular.


Venüs hakkında kısa bilgi



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder